2024 Yılının Öne Çıkan Albümleri

Her şeyin hızla tükendiği bir çağda, müzik de bu hızdan payını alıyor. Algoritmaların bizi sıkıştırdığı dar çerçevede ne kadar uzağa gidebiliriz? Spotify listelerinden TikTok’a uzanan dijital ekosistem, sesleri kolayca tüketilebilir bir yapıya dönüştürüyor. Ama bu yıl, bazı sanatçılar dijitalleşmenin gölgesine inat, hikayelerini anlatmaya devam ediyor. Peki, algoritmaların tekdüzeliği içinde kendine yer bulan albümler hangileri oldu? Anlam ve derinlik arayışı, gerçekten bu kaotik ortamda varlığını sürdürebildi mi? Bu soruların izini sürerken 2024’ün radarımıza takılan albümlerine bir göz atalım ama öncesinde John Cage’ten alıntı ile yinelemekte fayda var:“Happy New Ears!”
2024 Yılının Öne Çıkan Albümleri

Bu yıl, müzik dünyasında dijitalleşmenin etkilerinin iyice belirginleştiği, teknolojinin ve sosyal medyanın müzik üretim ve tüketim biçimlerini dönüştürdüğü bir yıl oldu. Özellikle yapay zeka temelli müzik üretim araçları, endüstrinin en çok konuşulan yeniliklerinden biri olarak dikkat çekti. Teknoloji ve dijitalleşmenin, müziğin sınırlarını genişletirken dinleme alışkanlıklarını da hızlı bir şekilde dönüştürmeye devam ettiğini ifade edebiliriz. 

Yapay zekadan bahsetmişken, müzik üretim süreçlerinde yeni fikirler bulma, hızlı bir üretim imkanı sunma ve prodüksiyon sürelerinde kısalma gibi olumlu etkilerden bahsedebilsek de beraberinde tartışmaya açık başka sorunları da gündeme getiriyor. Yapay zeka temelli üretim araçlarının müziği herkes açısından erişilebilir kılması bir gerçek fakat bununla birlikte sanatçı emeğinin değersizleşmesi gibi bir tehdit de söz konusu. Öte yandan, yapay zeka ile üretilen müziğin özgünlükten uzaklaşma ve insan deneyimini aktarma konusunda duygusal derinliğini kaybetme riski de var. Tüm bunlar, müziği sanatsal bir ifade biçiminden çıkarıp hızlı tüketilen bir ürüne dönüştürme potansiyelini artırıyor.

Dijitalleşme ve yapay zekadan söz etmişken algoritmalara değinmeden olmaz. Teknoloji her ne kadar bize sonsuz bir denizin kapılarını aralıyor gibi gözükse de algoritmaların işleyişi ve arkasındaki ticari kaygılar, aslında insanları fark ettirmeden belirli bir çerçeve içine sıkıştırıyor. Üstelik, keşif yerine “tanıdık ve güvenli alanlarda kalma” alışkanlığımız ve eğilimlerimizden dolayı bu sınırların dışına çıkma konusunda isteğimizin de giderek köreldiğini söylemek yerinde olacaktır, özellikle de zamansızlıktan yakınırken. Müzik dinleme platformlarının ‘sizin için seçtikleri’ şeklindeki listeler, müzikte çeşitliliği sınırlandırırken keşif duygusunu ortadan kaldırıyor ve yeniliklerin görünmez olmasına neden oluyor. Sonuç olarak, algoritmaların yarattığı bu suni ‘güvenli alan’, bizi müziğin keşif heyecanından, özgün seslerinden ve farklı hikayelerinden mahkum bırakıyor diyebiliriz.

Bunların yanı sıra bir ifade aracı olarak albümler, sanatçıların anlatmak istediği hikayeleri, duyguları veya sorunları iletme konusunda en güçlü yollardan biri. Çalma listeleri ve viral şarkıların baskın hale gelmesi, albümlerin bütüncül yapısını gölgede bırakabiliyor. Özellikle Instagram ya da TikTok gibi sosyal medya platformlarında parçaların yalnızca bazı kısımlarına yer verilmesi, parçaları albümün bağlamından kopararak zeminsiz ve hızlı tüketilen nesneler haline getiriyor demek yanlış olmayacaktır. Odaklanma süremizin kısalmasıyla da ilişkili olarak dinleyicilerin tekil şarkılara veya şarkıların belli bir kısımlarına odaklanmasının albüm dinleme edimlerimizi kökten bir şekilde değiştirdiği de aşikâr. Yine de albüm formatı, hikaye anlatma gücü ve dinleyiciyle kurduğu derin bağ sayesinde değerini korumaya devam ediyor.

Yapay zeka ve dijitalleşmenin getirdiği bu hızlı dönüşüm içinde, 2024 yılında hala dikkat çekmeyi başaran albümler, hikaye anlatımındaki gücü ve müzikal çeşitliliğiyle dinleyicilere farklı deneyimler sundu. İşte bu yılın radarımıza takılan albümleri:

Amen Dunes – Death Jokes

2024 Yılının Öne Çıkan Albümleri - Amen Dunes
Damon McMahon

ABD’li Damon McMahon’un müzik projesi olan Amen Dunes, 2006 yılında temelleri atılan ve folk, rock ve psychedelic unsurları bir araya getiren özgün bir müzikal kimlikle dikkat çeken bir proje. Damon McMahon’un vokalleri etkileyici bir güce sahipken şarkı sözleri çoğu zaman derin bir iç hesaplaşmanın izlerini taşıyor.

Amen Dunes’ün altıncı stüdyo albümü olan Death Jokes için ise Damon McMahon’un önceki çalışmalarına kıyasla daha net bir anlatı ve güçlü temalar sunduğu söylenebilir. Albüm, modern dünyanın açmazlarını ve bireyin bu karmaşa içindeki yalnızlığını anlatan bir kıyamet hikayesi gibi şekilleniyor. Temel olarak nefret, açgözlülük, bağnazlık ve yanlış anlaşılma gibi temalara değinirken iyimserliği de kaybetmeyen bir tona sahip. Bu açıdan, albümün, modern hayatın içinde barındırdığı ikilikleri ve kaçınılmaz çelişkileri kabullenen bir anlatı sunduğu ifade edilebilir.

Julia Holter – Something in the Room She Moves

Julia Holter’ın müziği, deneysel ve art-pop türlerinin bir birleşimi olarak tanımlanabilir. Şarkılarında mitolojik anlatılar, edebiyat, tarih ve insan psikolojisi gibi temalara odaklanan Holter, müziğiyle hem entelektüel hem de duygusal bir derinlik sunuyor.

2024 Yılının Öne Çıkan Albümleri
Julia Holter

22 Mart 2024 tarihinde piyasaya çıkan albümü Something in the Room She Moves, Julia Holter’ın annelik deneyimlerine dayanan bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Holter’ın, bu albümde çocukluk masumiyetini, oyun hissini ve yaşamın basit güzelliklerini müziğine yansıtmayı hedeflediğini söyleyebiliriz. Albüm, Holter’ın müziğinde sıkça karşılaştığımız atmosferik katmanları ve deneysel ruhu korurken dinleyici ise Holter’ın gözünden dünyayı daha saf ve naif bir biçimde görme fırsatı yakalıyor.

Warmduscher – Too Cold To Hold

Warmduscher
Warmduscher

Warmduscher, 2014 yılında Londra’da kurulan bir İngiliz post-punk grubu. Grubun müziği, garage rock, post-punk ve elektronik müziğin enerjik bir birleşimini yansıtırken Warmduscher’ın soundu, çiğ ve enerjik bir yapıya sahip olup deneysel elektronik unsurlarla zenginleştirilmiş denebilir.

Beşinci stüdyo albümleri Too Cold to Hold’da grup, modern yaşamın karmaşıklıklarını ve toplumsal hiyerarşileri kendilerine özgü bakış açılarıyla ele alırken, yüzeysel değerleri eleştiren bir tavır ortaya koyuyor. Kısacası, albüm enerjik yapısıyla dikkat çekerken ele aldığı temalar ve anlattığı hikayeyle Warmduscher, dinleyicilerine toplumdaki somut gerçekler üzerine düşünme fırsatı sunuyor.

Oruã – Passe

Oruã
Oruã

Kendilerini “fakir adamın cazı” ve “işçi sınıfının krautrock’ı” olarak tanımlayan Oruã, 2016 yılında kurulan Brezilya merkezli bir grup. Grubun müziği, lo-fi indie rock, krautrock, noise ve Brezilya müziğinin unsurlarını içeren bir yapıya sahip. Oruã’nın şarkı sözlerinde sıklıkla sınıf mücadelesi ve kültürel kimlik gibi temalarla karşılaşmak mümkün.

Bu sene içerisinde piyasaya çıkan albümleri Passe, hem Brezilya müziğinin köklerini barındıran hem de deneysel dokusuyla sınırları zorlayan bir çalışma olarak öne çıkıyor. Albüm, toplumsal adaletsizlik ve sınıf mücadelesi gibi temaları ele alırken aynı zamanda Rio de Janeiro’nun dinamik atmosferini ritmik bir enerjiyle yansıtıyor. 

Li Yilei – NONAGE

Çalışmalarında alternatif dinleme biçimleriyle varoluşsal olayların sessizliği ve geçiciliği üzerine düşünmeyi amaçlayan Li Yilei, Çin doğumlu ve Londra merkezli bir sanatçı. Ambient, deneysel ve minimalizm türlerini birleştiren müziği, dinleyicileri içsel bir yolculuğa davet ediyor.

Li Yilei
Li Yilei

Li Yilei, çalışmalarında çocukluk anıları, kimlik ve varoluş gibi temaları işlerken, 2024 yılında yayımlanan NONAGE albümünde özellikle çocukluk dönemine dair anıları çağrıştıran bir tema üzerine yoğunlaşıyor. Li Yilei, yenilikçi yaklaşımıyla hem düşünsel hem de duygusal bir deneyim sunarak çağdaş deneysel müzik sahnesinde kendine özgü bir yer edinmeyi başarıyor.

BONUS: Hav Hav! – Mezarımda Parti Var

Hav Hav!
Hav Hav!

İstanbul alternatif müzik sahnesinin dikkat çeken ekiplerinden Hav Hav!, punk estetiğini içeren canlı ve enerjik soundlarıyla öne çıkıyor. İkinci albümleri Mezarımda Parti Var, dinamik yapısı ve kendine özgü müzikal diliyle ilgi çekici bir albüm olarak karşımıza çıkıyor. Grubun müziği, enerjisi ve özellikle sahne performanslarıyla keyifli bir deneyim sunuyor.

İlginizi Çekebilir!
Postmodernizm ve Melankoli: The Cure’un Songs Of A Lost World Albümü