Öncü, Cesur ve Çağdaş: Türkiye’nin İlk Kadın Seramik Sanatçısı Füreya Koral 

Türk Seramik Sanatı ve Türk Sanat Tarihi’nin en unutulmaz isimlerinden, kendinden sonraki kadın sanatçılara yol açan, Şakir Paşa Ailesinin üyesi Füreya Koral’ın köklü bir Osmanlı ailesinin ferdi olarak başlayan ve bir Cumhuriyet kadını olarak devam eden renkli, zorlu ve sanat dolu hayatının köşe taşlarını inceledik.
Füreya Koral
Şakir Paşa Ailesi
Şakir Paşa Ailesi

Hayatına Büyükada’da başlayan Füreya Koral, tam anlamıyla sanatın içine doğmuştu. Evde her zaman sanat, müzik ve edebiyat iç içe idi. Dedesi Şakir Paşa tarihçiliğinin yanı sıra fotoğraf sanatına da meraklıydı. Dayısı Cevat Şakir -ileride Halikarnas Balıkçısı olarak tanınacak- ise o sıralar ressam olmak istiyordu. Yine ileride çok önemli ressamlar olacak teyzeleri Fahrelnissa Zeid ve Aliye Berger ile her zaman çok yakın olan Füreya; ilk önce aşk evliliği, sonrasında ise Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarından Kılıç Ali ile mantık evliliği yapacak, sanat kariyerine başlamasına ise sağlığının bozulması sebep olacaktı.

1945 yılında verem teşhisi konulunca İsviçre’de bir sanatoryuma yatan Koral’a en büyük desteği o sıralar Avrupa’da yaşayan ve sanat çevrelerinde isim yapmış teyzesi Fahrelnissa Zeid verecekti. Ona iyi geleceğini düşündüğü sanat malzemeleri arasında seramik aletleri ve kil de vardı. Diğer teyzesi Aliye Berger de gravür sanatçısı olduğu için resim yapmaya sıcak bakmayan Koral, seramiği ise çok sevecekti.

Füreya Koral sanatoryumdan çıktıktan sonra, kariyerine savaş sonrası enternasyonalizm atmosferinde başladı. 1940’larda Paris’te okurken, yüzeylerini soyut sır parçalarıyla kapladığı dikdörtgen seramik paneller yapmaya başlayan sanatçı bu panellerle savaş sonrası resmi tanımlayan soyut resim hakkındaki uluslararası tartışmalara da dahil oluyordu. Füreya Koral tuval yerine kil, yağlı boya yerine sır kullanmayı tercih etti; onun bu seçimleri eserlerini zanaat ve “yüksek” sanatın kesiştiği noktaya yerleştiriyordu.

Füreya Koral

Füreya Koral’ın sanatı soyut ve figüratif unsurların harmanlanmasıyla karakterizedir. Fonksiyonelliği estetik çekicilikle dengeleme yeteneğine sahipti ve hem güzel hem de pratik olan parçalar yarattı. Çalışmaları genellikle geometrik desenler, organik formlar ve semboller içeriyordu ve modern sanat trendleriyle geleneksel Türk motifleri arasında derin bir bağlantıyı yansıtıyordu. Doğadan, tarihten ve kişisel deneyimlerinden ilham alan Koral, bunları kültürel ve sanatsal sınırları aşan benzersiz sanat eserlerine çevirdi. Renk paleti çeşitliydi ve genellikle yaratımlarının dinamik formlarına ve dokularına dikkat çeken cesur, canlı renkler kullanıyordu.

Ben seramik yapmazsam, siz beni iyileştiremezsiniz.

İsviçre’den arayan ve tekrar sanatoryuma çağıran doktoruna bu şekilde cevap veren Koral, seramiğin ona gerçekten iyi geldiğinin farkındaydı, adeta seramikle hayata tekrar tutunuyordu. Hem Lozan’da hem Paris’te önemli seramik sanatçılarından ders almaya devam etti. Füreya Koral’ın yaptığı eserler geleneksel formlar değildi, 40 yaşında kendini seramikle yeniden keşfediyordu, yaşadıkları ve gördükleri seramikle hayat bulmuştu.

Nasıl ki bir ressam söylemek istediğini resimle, bir romancı romanıyla… Benim için de seramik bir araç.

Füreya Koral’dan Paris’te İlk Sergi

1951’de Galerie Mai Paris’te açtığı ilk sergisine o zamanın en önemli sanat eleştirmenlerinden Jacques Lassaigne ve Charles Estienne de katıldı. Koral’ı atölyesinde ziyaret ederek onu yüreklendirip sergi açmasına teşvik edenler de bu iki eleştirmendi. Ve aynı iki eleştirmen, medyada da sanatçıdan övgüyle bahsetti. Koral, bu serginin akabinde aynı yıl Türkiye’nin ilk özel galerilerinden, sanat ve edebiyat çevresinin uğrak yeri haline gelen Adalet Cimcoz’un kurduğu Maya Galeri’de ilk sergisini açtı. Bu sergi, Türk resim sanatı için bir dönüm noktasıydı. 

©Yıldız Moran’ın Objektifinden Füreya Koral I İstanbul, 1955

Füreya Kılıç (Koral) çiniciliğe, Anadolu medeniyetlerinin bu eski sanatına yepyeni bir tazelik getirmiştir. O vücuda getirdiği eşyanın gündelik faydalarının ötesinde, çok daha derin bir ihtiyacı karşılamayı bilmiş, eşyaların renkli satırları üzerine şiir ve sihirle dolu düşüncelerin manasını belirten motifler çizmiştir.

Necmi Sönmez, Jacques Lassaıgne, Paris Tecrübeleri

Elmadağ Arif Paşa Apartmanında İlk Özel Seramik Atölyesi

1952 yılında riskli bir ameliyat olarak veremden tamamen kurtulan Füreya Koral, Türkiye’nin ilk seramik atölyesini kurdu. Atölye bir yandan Yaşar Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Azra Erhat gibi dönemin entelektüellerinin bir yandan da yanına aldığı Candeğer Furtun, Alev Ebüzziya ve Ayda Erel gibi genç sanatçıların buluşma noktası olacaktı. 

Zanaat ve Sanat Arasındaki İnce Nokta: Füreya Koral’ın Çağdaş Seramik Sanatçılığı

Füreya Koral Seramikleri

Anadolu topraklarında çinicilik geleneği onun hareket noktası olsa da Koral eski çinileri kopya ederek değil, bugünün anlayışı ile duvar çinisi yapmak istiyordu. Bizans mozaiği ve Türk çinilerini modern tekniği ve zengin renkleri kullanarak birleştirdi. Konu seçimleri genellikle doğadan, mitolojiden ve etrafındaki canlı kültürden ilham alıyor ve zamansız hikayelerin zengin bir tezahürü olarak hizmet ediyordu. Çalışmalarının en dikkate değer yönlerinden birisi, geçmiş ile şimdi arasında yarattığı diyalogdu. Parçaları zamansız eserlerdi. Son derece yenilikçi tarzı, soyutlamayı cesurca benimsemesi ve geleneksel sembollerin çağdaş formlarla sorunsuz bir şekilde bütünleşmesiyle işaretlendi. Bu karışım, kökenlerine olan derin saygısını vurgularken aynı anda modernliğe uzanıyordu. Seramiklerinin dokunsal kalitesi, izleyicileri görsel gözlemi aşan çok duyusal bir deneyime dahil ederek etkileşimli bir boyut ekledi.

Onda seramik biraz da seramiğe karşıdır… 

Ahmet Hamdi Tanpınar
Füreya Koral ve Ahmet Hamdi Tanpınar
Füreya Koral ve Ahmet Hamdi Tanpınar

1957 yılında Rockefeller Bursu ile Amerika’ya davet edilen oradan da Meksika’ya giden Koral, bu ülkedeki yaygın duvar geleneğinden büyülenmişti. Ona göre sanat hayatın içinde olmalıydı, sanat hayatın içine katılmalıydı. 

Sanat eserleri toplumun her kesimi tarafından benimsenmeli, insanlarla birlikte yaşamalı, nefes almalı, onların bir parçası olmalı ki sanatçılar ve sanatseverler çoğalsın.

Bu bakış açısıyla ve o sıralar batı dünyasında giderek önem kazanan Bauhaus akımının da etkisiyle panolarında çinicilik sanatını çağdaş bir boyuta taşıyan Füreya Koral, dönemin önde gelen mimarlarıyla iş birliği yaparak hem binalar için hem de Marmara Oteli, Manifaturacılar Çarşısı ve Divan Oteli gibi mekanların duvarları için eşsiz panolar resmetti. Bu çalışmalarıyla Koral, seramiği mimari mekanlarla bütünleştirmesiyle tanınır hale geldi. Eserleri genellikle halka açık binaları, duvarları ve iç mekanları süsledi ve sanat ile günlük yaşam arasındaki boşluğu doldurdu.

Füreya Koral Panı Önünde

Onun eserlerinde siz Hititler’in bilgeliğine, eski Yunan’ın Selçuklu’nun azametine rastlarsınız. Bizans’ın gizemlerini görürsünüz. Girit’in hercailiği ve Paris sanat ortamının kışkırtıcılığı vardır. 

Zeynep Oral
Füreya Koral - Evler
Evler – Füreya Koral

1980 yılında en çok bilinen çalışmalarından “Evler” serisini üretti. Kendisini tekrar ettiğini düşünerek seramiği bırakan Füreya Koral yine de 1990 yılında oldukça karamsar bir yaklaşımla “Yürüyen İnsanlar” serisini yarattı. Bu seramikler Maçka Sanat Galerisi’nde Sarkis’in küratörlüğünde 40 sanatçının onun için hazırladığı eserlerle beraber “40. Sanat Yılında Füreya Koral’a Saygı” sergisinde yer aldı. 1997 yılında vefat eden Koral, arkasında çok kıymetli eserlerle beraber çok değerli bir seramik mirası bıraktı. 

İlginizi Çekebilir!
Alegorinin Büyüsü: Leydi ve Tek Boynuzlu At