Filmbro ve Sinefil: Sinemaseverlerin 2 Farklı Tonu

Sinemayı takdir etme konusunda farklı yaklaşımlar sunan iki kavram. Filmbrolar genellikle Quentin Tarantino veya Christopher Nolan gibi yönetmenlerin maskülen klasiklerine yönelir, şık aksiyon ve cesur anlatımları vurgularlar. Öte yandan, sinefiller film yapımının sanatına daha derinlemesine iner, çeşitli türleri, yönetmenleri ve kültürel bağlamları keşfeder, incelikleri ve film tarihini takdir ederler. Filmbrolar eğlence değerini önceliklendirirken, sinefiller genellikle teknik, anlatım derinliği ve duygusal etki üzerine odaklanırlar.
Filmbro ve Sinefil: Sinemaseverlerin 2 Farklı Tonu

Sinemaseverler kendi içinde ayrışır. Kimisi filmleri sinema tarihi açısından ya da sanatsal açıdan okumayı; yeni akımlar, yönetmenler keşfetmeyi severken, kimisi popüler filmleri, belirli yönetmenleri takip eder, hatta kimisi de süper kahraman filmlerine ilgi duyar. Bir araya gelindiğinde mutlaka sohbetin bir yerinde son izlenilen filmlerden, iyi sinemadan konuşulur, öneriler verilir, eleştiriler yapılır. İşte bu noktada herkes bir sinefil ya da filmbro ile karşılaşabilir ya da içindekini açığa çıkarabilir. Peki hem kendimizin hem de karşımızdakilerin hangisi olduğunu nasıl anlayabiliriz? 

En başından şunu söylemek gerekir. Filmlere karşı derin bir tutku besleyen herkese sinefil diyemeyiz. Bu alanda da sinemaseverler arasında farklı yaklaşımlar mevcut. 2000’li yıllarda hayatımıza giren “filmbro” kavramı da bunlardan birisi. Filmbro olmak, sadece sevilen filmlere göre yapılan bir ayrımdan oluşmuyor. Daha ziyade filmlere olan bağlılık, onları beğenme- takdir etme şekli ve onlar hakkında ne tonda, nasıl konuşulduğu ile ilgili.

Popüler Kültürün Kahramanları mı Yoksa Gerçek Sinema Tutkunları mı?

Sinefiller, sinemaya karşı genel bir tutku içinde olan, filmleri eleştirel bir şekilde inceleyen; her bir kareyi, diyaloğu sanatsal ve sinema tarihi açısından değerlendiren kişilerden oluşur. Onların da herkes gibi favori yönetmenleri ve filmleri vardır fakat kapsayıcıdırlar; yeni filmleri, yönetmenleri, ülke sinemalarını, yeni tarzları öğrenmeye açıktırlar. Klasikler, sanat filmleri ve deneysel sinema dahil olmak üzere çeşitli sinema eserlerini deneyimlemekten keyif alırlar. Sinefiller, filmler hakkında iç görülerini paylaşmayı, farklı yorumları dinlemeyi sever, farklı görüşlere saygı duyarlar çünkü daha ziyade sinematik açıdan gelişmeyi, tutkularını beslemeyi önemserler. Bu nedenle filmlere ve yönetmenlere önyargılardan daha uzak bir bakış açısıyla bakarlar. Sinemaya, sanatın doğasına uygun bir ilgi barındırırlar.

Buna karşılık “filmbro” kavramı, sinefillere göre daha tutucu bir gruba atfedilmiştir. Onlar, belirli bir yönetmen veya belirli bir dönem sinemasını severler; genelde tercihleri popüler filmlerdir. Kimi zaman bu kavram, sinefiller tarafından aşağılayıcı bir kavram olarak da kullanılır, bizden söylemesi. Bu kavram için Urban Dictionary şöyle bir tanımlama yapar:

Çoğunlukla yüzeysel düzeyde film bilgisine sahipken, kendini büyük bir film nerd’ü olarak gören kişi.

Filmbro olarak atfedilen kişilerin, yeniliklere bakış açıları sinefillere göre farklıdır, çoğu zaman değerli gördükleri tür, sinema ve yönetmen dışında kalanları önemsemezler hatta küçümsedikleri de görülür. Onlar, sinematik bilginin paylaşılmasına çok fazla değer vermezler, yorumlara saygı duymaktan uzaktırlar ve daha çok rekabetçi bir bakış açısına sahiptirler. “İyi sinema”nın ne olduğu konusunda elitist bir tavır sergileyenlerine de rastlanır. Bu nedenle de film, yönetmen önerisi yapmayı da çok severler, hatta bu konuda dayatmacıdırlar da denilebilir. Genellikle erkeklerle ilişkilendirilse de kadınlar arasında da filmbro’lara rastlanır.

Fight Club - 20th Century Fox
Fight Club – 20th Century Fox

Bir filmbro’nun, Quentin Tarantino, Stanley Kubrick, Martin Scorsese, Christopher Nolan veya benzer yönetmenler gibi genellikle erkek olan auteur yönetmenler tarafından yönetilen filmlere olan güçlü bir bağı olduğunu söylenebilir. IMDB 250 gibi listelere değer verirler. En sevdikleri film listelerinde mutlaka Pulp Fiction, Taxi Driver, Oldboy, Donnie Darko, Fight Club veya başka bir Fincher filmi vardır. Entelektüel olarak görülen türleri, filmleri (mesela İngilizce dışında başka bir dilde olan Avrupa yapımı filmler) değersizleştirmeyi severler. Onlar için kadınlarla ilgili hikayeleri olan dram filmleri de tıpkı romantik komediler gibi ciddiye alınacak filmler değildir. Genelde ana akım Hollywood filmlerini takip ederler. Kendi sinema tarzları karşısında farklı akım ya da sinema tarzı sevenlere karşı mücadelecidirler, onlarla tartışmalarında daha rekabetçi olan taraftırlar. Bu da aslında bize önemli bir teşhis imkanı sunar. Örneğin; Twitter’da bazı filmleri izleyip beğenmeyenlere karşı tavır takınıp o filmleri savunan, hatta savunmanın da ötesine geçip kişinin film zevkine laf atan, pasif-agresif güruh yüksek ihtimal filmbrolar’dır.

Bir Sinefil ve Filmbro Arasındaki Farklar

Sinefiller, sinema tarihine daha hakimdir; farklı akımları, tarzları ve film dilinin evrimini anlamaya çalışırlar. Filmbro’lara oranla sinematografi, kurgu, ses ve oyunculuk gibi sinema yapımının çeşitli unsurlarına daha çok dikkat ederler. Filmbro’ların sinefillere göre daha dar bir seçkiyle kendilerini sınırlandırdıklarını söylemek yanlış olmaz. Sinefillerin, yeni çıkan akımlara, yeni film ve yönetmenlere yaklaşımı pozitiftir ve onları keşfetmeye açıktırlar; oysa filmbrolar altın çağ olarak gördükleri dönem filmlerine ve tutkuyla bağlı oldukları auteur’lere taparlar.

©Getty Images - Christopher Nolan
©Getty Images – Christopher Nolan

Sinemayla ne tür bir ilişki içinde olunduğunu vurgulamaya yarayan bu terimler, akışkan bir zemindedir, katı kategoriler olarak düşünmek yanlış olur. Bir filmbro da, film çeşitliliğini benimseyerek, vizyonunu genişletip sinemaya karşı daha derin bir anlayışla bakarak bir sinefile dönüşebilir. Kısacası bu terimler, sinemayla olan etkileşim üzerinden tanımlanır. Sinemayı, sinefiller gibi tutkuyla bağlı olunan bir keşif alanı mı yoksa filmbro’lar gibi daha az demokratik ve sıkı kuralları olan bir fan kulüp olarak mı gördüğümüzü anlatır. 

İlginizi Çekebilir!
The Substance: Aynadaki Yabancı ve Güzelliğin Karanlık Tarafı