Osmanlı Dönemi’nde Kütahya’da dünyaya gelmiş, Ermeni ve Anadolu kültüründe önemli izler bırakmış bir figür olan rahip Gomidas Vartabed aynı zamanda bir besteci ve etnomüzikolog. Yolu Berlin, Paris, İstanbul şehirlerine de düşmüş olan Anadolu’nun Mozart’ı Gomidas’ın hayatı trajik hikayelerle dolu.
Yolcu Tiyatro yapımı oyunda, gerçek adı Soğomon Kevork Soğomonyan olan Gomidas’a İstanbul’dan sürülüşünün ardından hayatının bir kısmını geçirdiği Paris’teki akıl hastanesinde rastlıyoruz. Gerçekle hayalin birbirine karıştığı düzlemde, onun zihnindeki hayali bir koyunun izinde, doğduğu Kütahya’nın sokaklarından farklı coğrafyalara uzanan hikayesini kendi sesinden dinliyoruz. Onun sessizliği ve kırılganlığı, hikayesinde izleyiciyle buluşurken onları Osmanlı Dönemi’ne doğru bir zaman yolculuğuna götürüyor. Oyunda, neden kilisenin müzisyenliğini seçtiğini, şarkılarının hikayesini, aldığı eğitimi, müzikal projelerini ve 1915 yılında Ermeni aydınlarıyla İstanbul’dan sürülüşünün hikayesini dinliyor, onunla yaşadığımız dönem arasında 100 yıldan fazla bir zaman yokmuşçasına iç dünyasına dalıp dertleşiyoruz.
Şarkıları dinlerken hikayeleri gördüm, her hikayede beni buldum. Kendimin okulu oldum duyduğum her ezgide. Her ağacın bir adı varmış, her insanın bir şarkısı.
GOMİDAS
Gomidas, küçük yaşta ailesini kaybettiği, daha sonra da kilise yetimhanesine verildiği için yalnız ve sevgiden yoksun bir çocukluk geçiriyor. Kendi hikayesini, rahip olması nedeniyle gezdiği topraklardan, orada tanıdığı, içselleştirdiği belki de kendini bulduğu aşk, sevgi, ayrılık hikayelerinden beslenerek müzikle ifade ediyor ve zamanla büyük bir kültürel hazine oluşturacak müzik arşivi derliyor. Kendisi için yapılan “Sesinin duyulduğu yer deniz kıyısı” betimlenmesi de insanlarda yarattığı, onları alıp götüren ve farklı duygulara savuran hissiyattan olsa gerek. Bu nedenle oyun boyunca çalınan müzikler de izleyiciyi bir yerlerden yakalayıp kendi içlerindeki saklı deniz kıyılarına götürüyor…
Oyunun, gerçek bir hikayeye dayanması izleyici üzerindeki duygu yoğunluğunu arttırıyor. Tiyatroseverlerin hikayeyle etkileşime girdikçe, hayranlık ve ilhamdan üzüntü ve düşünceye kadar geniş duygular yaşayacağı, tarihi bir gerçeklik kadar bir büyüme hikayesi de barındıran bu etkileyici lirik oyunu unutulmaz kılan şeylerden birisi de Gomidas’ın anılarına sahnede eşlik edecek olan 40 kişilik Lusavoriç Korosu. Koronun eşliğinde hikayeler derinleşiyor, yakın zamanda UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilen Gomidas’ın eserleri izleyiciler üzerinde uzun süre unutamayacakları bir tat bırakıyor. Üstelik hepimizin yaşadığı topraklarda yeşeren bu müzikler, herkesi ortak hafızanın izinde daha da çok içine alıyor. Gomidas, koro müziği üzerine çok önemli çalışmalar yapmış bir müzik araştırmacısı. O gezdiği köylerde ve şehirlerde başka kültürlerin gölgesinde kaybolma tehlikesi yaşayan geleneksel halk şarkılarını toplamış, öğrendiği ezgileri kaydedip çok sesli hale getirerek günümüze ulaşmasını sağlamış. Bu eserler Ermeni koro müziğinde önemli bir yer tutuyor. Kuşkusuz bu durum, Gomidas’a oyunda bir koronun eşlik etmesine daha özel bir anlam yüklüyor. Ayrıca Gomidas’ın müzikleri, Lusavoriç Korosu’nun varlığı; ustaca olduğu kadar sadelikle de yazılmış olan edebi metni, işitsel ve görsel olarak doruk noktasına çıkartıyor. Oyuna eşlik eden müziklerin de Lusavoriç Korosu’nun şefi Hagop Mamigonyan tarafından özenle seçildiğini de belirtmekte fayda var.
2013 yılında İz oyun ile Avrupa’nın En Genç Oyun Yazarı ödülünü kazanan; Hayal-i Temsil, Sherlock Hamid, Meçhul Paşa, Aşk Hikayen Düşmüş gibi başarılı oyunların yazarı Ahmet Sami Özbudak’ın yazıp yönettiği ve başarısıyla 2022 yılında da Afife Tiyatro Ödülleri’nde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü’nü kazandığı oyun, tarihten beslenen güçlü metniyle izleyicilere Gomidas’ı tanımaları ve anlamalarında daha da yardımcı oluyor, müzik aracılığıyla dil ve sınırların nasıl aşıldığını gösteriyor. Gomidas’a ise başarılı oyuncu Fehmi Karaarslan hayat veriyor. Onun güçlü performansı, Gomidas’ın hikayesini daha da içselleştirmemizi sağlıyor. Direklerarası Tiyatro Ödülleri’nde Tek Kişilik Prodüksiyon Ödülü’nü, Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri’nde Yılın Yapımı ve Tiyatro Eleştirmenler Birliği Ödülleri’nde En İyi Yapım ödülünü kazanan, trajik hikayesi ve Gomidas’ın müzikleriyle bütünleşen estetik, samimi ve bir o kadar da sarsıcı yapım, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde izleyicilerle buluşuyor. Kaçırılmaması gereken içimizden bir hikaye.