Dünyaca ünlü yıldızları yerel değerlerle aynı platformda buluşturarak sanatın birleştirici gücünü vurgulayan İş Sanat’ın yeni sezonu da dopdolu. Sezon, İspanyol çello dehası Pablo Ferrández ve Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın 4 Kasım Salı akşamı vereceği görkemli açılış konseri ile başlıyor. 26. sezon programının en dikkat çeken isimlerinden biri de, caz füzyonun yaşayan efsanesi, bas gitarın ustası Stanley Clarke. Beş Grammy ödüllü Clarke, enerjik triosu ile sahnede ritmin ve doğaçlamanın doruklarına ulaşacak. Portekiz’in dünyaya mirası Fado ise bu türün en güçlü ve yenilikçi temsilcilerinden Ana Moura’nın dokunaklı sesiyle İstanbul’a taşınacak. Moura, geleneksel fadoya getirdiği modern yorumla dinleyicileri Lizbon’un liman sokaklarında doğan melankolik bir yolculuğa çıkaracak. Klasik müzikteki güçlü isimler arasında yer alan Grammy ödüllü topluluk Kremerata Baltica ve kontr-tenor Jakub Józef Orliński gibi yıldızlar da baroktan günümüze uzanan repertuarlarıyla sanatseverlere unutulmaz anlar yaşatacak. Opera dünyasının başarılı sopranosu Elena Stikhina’nın Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile birlikte vereceği geleneksel yeni yıl konseri ise 2026’ya güzel bir merhaba dedirtecek.
Sezon boyunca klasik müziğin yanı sıra caz ve dünya müziğinden seçkin isimler, Grammy ödüllü müzisyenler, Parlayan Yıldızlarımız ve İş Sanat için özel tasarlanan yerli prodüksiyonlarla dolu bir programı sanatseverlerle buluşturacağız,
İş Sanat, Sanat Yönetmeni Defne Turaç
Sınırları Aşan Sanatçılar ile Dünya Müziği Rüzgarı
Uluslararası Çaykovski Yarışması’nda kazandığı ödülün ardından yıldızı hızla parlayan ve Le Figaro’nun “viyolonselin yeni dehası” olarak selamladığı, sahnedeki derin müzikal yorumlarıyla tüm dünyada hayranlık uyandıran Ferrández, 4 Kasım Salı akşamı gerçekleşecek açılış konserinde şef Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası ile sanatseverlerin karşısına çıkacak. Fransız besteci Maurice Ravel’in 150. doğum yılı kutlamalarından ilhamla hazırlanan programda Ravel eserlerinin yanı sıra Georges Bizet’nin Carmen operası dans süitleri ile çellonun teknik sınırlarını zorlayan ve pek çok ünlü besteci tarafından tüm viyolonsel konçertoları içinde en iyisi kabul edilen, duygusal derinliğiyle iz bırakan Camille Saint-Saëns’ın Viyolonsel Konçertosu No.1 yer alacak. Ferrández’in enstrümanından yükselen tutkulu ve zarif tınıları deneyimlemek isteyenler için bu özel konser, sezonun kaçırılmaması gereken klasik müzik olaylarından biri olacak.
İş Sanat‘ın bu sezonki zenginliği, sadece senfonik sahne ile kalmıyor, sanatseverleri adeta müzikal bir dünya turuna çıkarıyor. Caz dünyasının yaşayan efsanesi, bas gitarın seyrini sonsuza dek değiştiren ünlü müzisyen Stanley Clarke, sezonunun en heyecan verici konserlerinden biriyle İstanbul’da olacak. Defalarca kez Grammy’e aday gösterilen, üçü solo olarak, biri Stanley Clarke Band ile ve biri de Return to Forever ile olmak üzere toplamda beş kez Grammy ile ödüllendirilen, Chick Corea’nın efsanevi Return to Forever grubunun kurucu üyelerinden olan Clarke, bas gitarı yalnızca ritim enstrümanı olmaktan çıkarıp, melodik bir solo çalgı statüsüne yükselterek müzikal devrim yapan bir isim. 21 Kasım Cuma akşamı İş Sanat sahnesini caz füzyonun en dinamik tınılarıyla doldurmaya hazırlanan Stanley Clarke Band adıyla sahne alacak olan efsanevi basçıya, piyanoda ve tuşlu çalgılarda yetenekli Cameron Graves ve davulda Jeremiah Collier eşlik edecek. Bu üçlü, caz füzyonun enerjisini, funk ve rock’ın groove’uyla harmanlayarak dinleyicilere yalnızca bir konser değil, bir müzik ziyafeti sunacak.
Bu sezon İş Sanat sahnesine konuk olacak bir diğer etkileyici isim ise dokunaklı vokali ve dinamik sahne performansıyla Portekiz’in dünya müziğine armağanı fadonun modern dönemdeki en belirleyici sesi olan Ana Moura. Geleneksel fado evlerinde başlayan Moura’nın kariyeri; pop, caz ve kökenindeki Angola ritimlerinden ilham alan, Desfado ve Casa Guilhermina gibi yenilikçi albümlerle yükselmiş, fadoyu günümüz dinleyicisi için yeniden yaratmıştır. Mick Jagger, Prince ve Herbie Hancock gibi efsanelerle iş birliği yaparak fadoyu küresel bir izleyici kitlesine ulaştıran Ana Moura, 18 Aralık Perşembe 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda vereceği konserde Portekiz’in ruhunu taşıyan şarkılarını seslendirecek.
İş Sanat’ın her yıl olduğu gibi bu yıl da heyecanla beklenen yeni yıl konserinin solisti, opera dünyasının başarılı sopranolarından Elena Stikhina ise Türkiye’deki operaseverlere şimdiden sezonun en unutulmaz anlarını yaşatacak gibi görünüyor. Operalia ve Competizione dell’Opera gibi prestijli yarışmalardaki başarısıyla opera dünyasının dikkatini çeken, 40’a yakın rolü kapsayan geniş repertuvarıyla dünyanın en büyük opera sahnelerinde fırtınalar estiren Elena Stikhina eşine az rastlanır vokal gücü ve sahnedeki dramatik bağlılığı ile göz dolduracak. İtalyan şef Carlo Tenan yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın eşlik edececeği, 6 Ocak Salı 20.30’da AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda düzenlenecek konseri şimdiden ajandalara eklemekte fayda var.
İstanbullu sanatseveri bekleyen heyecanlı bir başka buluşma ise dünyanın en saygın oda topluluklarından, Grammy ödüllü Kremerata Baltica ile olacak. Kurucusu Gidon Kremer’in, Baltık ülkelerinin kültürel yaşamını teşvik etme ve kendi zengin sanatsal deneyimini yeni nesle aktarma vizyonundan doğan ve Letonya, Litvanya ve Estonya’nın en yetenekli genç müzisyenlerinden oluşan bu orkestra ana akımın ötesine geçen zengin repertuvarı ile After Mozart albümüyle “En İyi Oda Müziği/Küçük Topluluk Performansı” kategorisinde Grammy Ödülü’nün de sahibi. Daimi konuk sanatçısı olan başarılı Fransız piyanist Lucas Debargue ile 19 Şubat Perşembe 20.30’da İş Sanat’ın konuğu olacak topluluk, Bach, Magin, Mozart, Arvo Pärt ve Jančevskis’in eserlerini seslendirecek.
Bu sezonun süpriz isimlerinden biri olan, klasik müziğin en sıra dışı figürlerinden Jakub Józef Orliński de, dönem müziğinin uluslararası alanda referans kabul edilen topluluğu Il Pomo d’Oro eşliğinde 13 Mart Cuma akşamı İş Sanat sahnesine konuk oluyor. The Sunday Times tarafından “bir meleğin sesine sahip” olarak tanımlanan Polonyalı genç yetenek, sadece sahnedeki vokal gücüyle değil, aynı zamanda uluslararası model kimliği ve ödüllü bir break-dansçı olmasıyla da klişeleri yıkıyor. Bu çok yönlü kimlik, onun Barok müziği ana akım izleyiciye ulaştırmasına yardımcı oldu ve kendisine “Operanın Justin Timberlake’i” gibi lakaplar kazandırdı. Seyircileri Barok dönemin coşku dolu aryaları ve kutsal parçaları arasında, müziğin ötesine geçen duygusal ve estetik bir yolculuğa davet eden konser, sadece bir klasik müzik etkinliği değil, çağdaş bir süperstarın kuralları yıkan bir sanat deneyimi niteliğinde.
Önümüzdeki sezonda İş Sanat sahnesini renklendirecek bir diğer isim ise kusursuz tekniğini geleneksel Avrupa Klasik repertuvarından İrlanda folk müziğine, cazdan Hint ragasına kadar uzanan janrlarla harmanlayan ünlü kemancı Gilles Apap. Müziğin yüksek sanat kalıplarına hapsolmasına karşı çıkan ve kemanını salt bir teknik araçtan ziyade, farklı kültürler ve duygular arasında köprü kuran samimi bir araç olarak kullanan Apap, birlikte pek çok başarılı projeye imza attığı Camerata Zürich ile 2 Nisan Çarşamba 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda bir araya gelecek. Apap ve Camerata Zürich, Barok dönemden 20. yüzyıla uzanacak; Bartók, Vivaldi ve Tartini gibi bestecilerin eserlerini İş Sanat’ta müzikseverlerle buluşturacak.
Bir diğer dikkat çeken etkinlikte ise Latin caz dünyasının en yaratıcı piyanistlerinden, Kübalı virtüöz Iván “Melón” Lewis, Avrupa’nın en yetenekli Kübalı müzisyenlerini bir araya getiren coşkulu topluluğu The Cuban Swing Express ile İş Sanat sahnesine konuk olacak. Geleneksel Küba ritimleri ile modern cazın dinamik enerjisini cesur bir şekilde harmanlayan Latin Grammy ödüllü topluluk, repertuvarında sadece Küba’nın efsanevi klasiklerine yer vemiyor aynı zamanda Michael Jackson ve The Rolling Stones gibi pop/rock ikonlarının hitlerini kendi “swing”lerine adapte ederek dinleyiciye sürprizlerle dolu keyifli bir müzik ziyafeti sunuyor. 16 Nisan 2026 Perşembe 20:30’da gerçekleşecek The Cuban Swing Express konseri, dinleyicileri hem ayaklarını yerden kesen dans ritimlerine hem de Lewis’in virtüöz piyano sololarına şahit olmaya davet ediyor.
İş Sanat’ta Yerel Değerler ve Özgün Yapımlar
Yeni sezon programında İş Sanat, küresel ölçekteki bu zenginliğin yanında, yerel sanatçıları özel ve özgün projelerle destekleme misyonunu sürdürüyor. Bu kapsamda, pop müziğin sevilen ismi Göksel, Türk sanat müziği eserlerine kendi yorumunu kattığı ve sanat müziği düzenlemelerini yaptığı “B’aşka Şarkılar” projesiyle izleyiciyle buluşacak. Türk Halk Müziği’nin güçlü yorumcularından Canan Başkaya ise özel olarak hazırlanan “Radyo Günleri” projesiyle geçmişin unutulmaz radyo programlarına ve eserlerine nostaljik bir saygı duruşunda bulunacak. Cem Adrian’ın İş Sanat’a özel repertuvarı da bu sezonun öne çıkan yerli etkinlikleri arasında yer alıyor. Konserlerin yanı sıra ücretsiz şiir ve hikâye dinletileri ile edebiyatı müzikle harmanlayan İş Sanat, genç yeteneklere seslerini duyurma imkanı sunan “Parlayan Yıldızlar” serisi ile de sanatın geleceğine yatırım yapmaya devam ediyor.
Dünya starlarını ve Türkiye’nin önde gelen sanatçılarını ağırlayacak bu benzersiz sezonun tüm etkinlik biletleri, Biletix ve İş Sanat Ana Gişe’den temin edilebiliyor. Yeni sezon programının tüm detaylarına ise buradan ulaşabilirsiniz.
