National Theatre için bir tiyatro mabedi denilebilir. Thames Nehri’nin güney kıyısında, sembolik London Eye’dan ve Southbank Centre’ın kültürel merkezinden çok da uzak olmayan bir konumda bulunan tiyatro, West End tiyatrolarını etkileyen ticari baskılar olmaksızın en yüksek standartlarda dramalar sergileyebilme fikrinden ortaya çıktı. Hatta bu oluşumu destekleyenler arasında George Bernard Shaw da yer almaktaydı.
1949 yılında kabul edilen National Theatre Kanunu sonrasında geçici olarak Old Vic’de ilk gösterimler yapılmaya başlandı. 1960’ların başında ise mimar Sir Denys Lasdun, National Theatre için bir bina tasarlamakla görevlendirildi. Lasdun’un tasarımı, farklı türlerdeki performanslara hitap etmek gayesiyle üç ayrı tiyatro salonunu içeren brutalist bir mimariye sahipti: ilk direktör Laurence Olivier’in adını taşıyan Olivier Tiyatrosu, ilk kurul başkanı Oliver Lyttelton’ın adını taşıyan Lyttelton Tiyatrosu ve önemli bir bağışçının adını taşıyan Cottesloe Tiyatrosu. National Theatre, bu şekliyle 1976’da South Bank’ta resmi olarak kapılarını izleyicilere açtı.
O dönemde National Theatre repertuvarı, Shakespeare oyunları ve klasik yeniden canlandırmalardan, modern dramalara ve yeni metinlere kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyordu. Tiyatro, yıllar boyunca tiyatro üretiminde ve teknolojisinde yeniliklere öncülük ederken ünlü aktörlere, yönetmenlere ve oyun yazarlarına da ev sahipliği yaptı. Sanatsal başarılar ve zorluklar arasında gidip gelen National Theatre, her daim hem Britanya’nın kültürel hayatının hem de dünya çapındaki tiyatro endüstrisinin merkezinde oldu.
National Theatre, mimarı Lasdun’un kamusal açıklık vizyonunu yeni izleyicilere ve değişen bağlamlara sunmak temeliyle, NT Future adlı altında 2015 yılında tamamlanan önemli bir yeniden geliştirme projesi ile modernize edildi. Proje, National Theatre’ı tiyatronun ön saflarında yer alacak şekilde donatırken bir yandan da kökten değişen kentsel bağlama hitap edecek şekilde yeniden canlandırarak, sanatçılar ve seyirciler için olanakları ve teknolojik altyapıyı geliştirmiş ve bu sayede daha kapsayıcı ve etkileşimli bir deneyim yaratılmasını sağlamıştı.
National Theatre Oyunlarına Ulaşmanın Yolu
2015 yılında NT Live konseptiyle oyunlarını, beyaz perde aracılığıyla sinemaya da taşımaya karar veren National Theatre, bu kararıyla yurt dışındaki tiyatro severleri de heyecanlandırdı. Bu girişim, oyunun tiyatroda sergilendiği sırada en iyi açıya sahip koltuktan yapılan çekimin, sinema salonlarında gösterilmesine dayanıyordu. Ülkemizde de NT Live konsepti dahilinde izleyiciler İstanbul’da Salon IKSV’de, Ankara’da da Cernmodern’de No Man’s Land, Hamlet, Frankestein, Coriolanus, Amadeus ve The Audience oyunlarını izleme fırsatı buldu.
Pandemi döneminde evlere hapsolan insanların sanattan mahrum kalmamaları ve moral kazanmaları için birçok platform, dijital ortamda oyun ve filmlerini paylaşmaya yoluna gitti. Bu dönemde National Theatre da YouTube kanalı üzerinden her hafta bir oyununu ücretsiz olarak tiyatro severler için yayınladı. Bazıları NT Live kapsamında ülkemizde de gösterilen oyunlar arasında Frankenstein, A Streetcar Named Desire, The Barber Shop Chronicles ve Coriolanus gibi oyunlar vardı Bu oyunlar aracılığıyla da izleyiciler, Benedicth Cumberbatch, Tom Hiddlestone, Vanessa Kirby gibi ünlü İngiliz yıldızları tiyatro sahnesinde görme şansı yakaladı. Maalesef oyunlara artık kanal üzerinden ulaşılamıyor. Fakat pandemi sonrası bu formatı devam ettirmek isteyen National Theatre, oyunlarını eve taşımak için farklı bir platform geliştirdi. Bu platform üzerinden kiralama yoluyla ya da aylık veya yıllık üyelik modelleriyle tiyatronun daha önce sergilenmiş birçok oyununa ulaşılabiliyor. Her ne kadar Londra’nın ve National Theatre’ın büyüleyici atmosferini yaşayamayacak olmak bir parça eksik hissettirse de bu oyunlara farklı lokasyonlardan ulaşıp izleyebilmek paha biçilemez.
National Theatre’ın Ev Sahipliği Yaptığı Unutulmaz 5 Oyun
No Man’s Land
1975 yılında Harold Pinter tarafından yazılan No Man’s Land, bizlere Ian McKellen ve Patrick Stewart’ı aynı sahnede izleme şansını sundu. Oyun, NT Live kapsamında İKSV Salon’da da gösterime girdi.
Artık yaşlandıklarının bilincinde olan iki yazarın buluşması ve gece boyu içmeye devam etmelerinin etkisiyle değişen davranışlar, hafızanın güvenilmezliğini gösteren hikaye ve anılar, güç savaşları oyuna yön veriyor. Oyun boyunca karakterlerin hissettikleri hapsolmuşluk duygusu herkese hissettiriliyor. Kendilerinden daha genç kişilerin onlara katılmasıyla da oyun gençlik-yaşlılık-ölüm dahilinde farklı bir boyut kazanıyor. Sadece bu iki ustanın performansı için bile izlenilmesi gereken oyun, şu an National Theatre at Home arşivinde de yer alıyor.
Angels in America
İlk olarak 1992’de sahnelenen ve sonra 2017’de yeniden sahnelenen, Tony Kushner’ın AIDS krizini temel alan iki bölümlük epik oyunu birçok ödül de kazandı. Oyun Reagan döneminin muhafazakar Amerika’sını, toplumsal değerleri ve eşcinselliği sorgulayan bir yapıya sahipti. 2017 yapımında ünlü oyuncu Andrew Garfield de yer aldı. Bu unutulmaz oyun da NT Live’ın bir parçası olarak uluslararası alanda da yayınlandı, şimdi de National Theatre at Home arşivinde yer alıyor.
Amadeus
Peter Shaffer’ın Wolfgang Amadeus Mozart ve Antonio Salieri arasındaki rekabeti konu alan ikonik oyunu Amadeus, canlı orkestra performansları da içeriyor. Birkaç kez yeniden sahnelenen ve birçok ödül kazanan oyun, Viyana’ya gelen serseri dahi Mozart’ın var olma savaşını ve Mozart’ın yeteneklerini kıskanan, onun gölgesinde kalmak istemeyen saray bestecisi Salieri’nin müziğe ve Tanrı’ya karşı açmış olduğu savaşı anlatıyor. Lucian Msamati’nin Salieri’yi ve Adam Gillen’ın Mozart’ı canlandırdığı oyun, National Theatre at Home platformundan izlenebilir. Ayrıca Amadeus’un başarılı bir uyarlaması da ülkemizde şu an oynanıyor. Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği oyununun başrollerinde yine usta isimler bulunuyor. Selçuk Yöntem’i, Antonio Salieri; Tansu Biçer’i de Wolfgang Amadeus Mozart olarak izliyoruz. Oyun hakkındaki bilgilere de buradan ulaşabilirsiniz.
Skylight
David Hare tarafından kaleme alınan, Billy Nighy ve Carey Mulligan’ın oynadığı Tony Ödüllü West End yapımı Skylight oyunu, tipik bir Londra akşamında gerçekleşen beklenmedik bir ziyaret sonrasındaki yüzleşmeyi anlatıyor. Oyun, bu yüzleşmeyle terk ediliş, pişmanlık, kıskançlık gibi kavramları sorgulatıyor; karşılıklı diyaloglardan, ortak tutku ve düşüncelerden, zıtlıklardan doğan çatışmalardan güç alıyor. 1996 yılından bu yana sahnelenen ve uzun yıllardır kapalı gişe oynayan Skylight, birçok ödüle de sahip. NT Live’in 2014 yılında Wyndham’s Theatre’da kaydettiği oyun, hala yurt dışındaki sinemalarda da gösteriliyor. Skylight, ülkemizde de Haluk Bilginer ve Oyun Atölyesi tarafından tiyatro sahnesine taşındı.
Frankenstein
Son olarak usta yönetmen Danny Boyle tarafından yönetilen Frankenstein oyununda yetenekli aktör Benedict Cumberbatch dönüşümlü olarak canavar ve Dr. Frankenstein olarak farklı gecelerde seyirci karşısına çıkıyordu. Diğer rol arkadaşı ise Johnny Lee Miller’dı. Mary Shelley’nin ölümsüz eserinin tiyatro sahnesindeki yansıması izleyicilere, müthiş performanslar eşliğinde grotesk tarzda bir masumiyet hikayesinde ötekileşme ve insan olmanın canavarlığını anlatırken yaratıcı ile hesaplaşma gibi güçlü bir fikri sahipleniyor. Oyun hala National Theatre at Home üzerinden izlenebilir durumda.
Yeni Oyunlardan İlgimizi Çekenler
Fleabag
Phoebe Waller-Bridge’in kendi yazdığı ve oynadığı Fleabag dizisinin tiyatro uyarlamasında, dizide olduğu gibi kadın-erkek ilişkilerinden, kadın olarak var olmanın getirdiği zorluklardan ve seks bağımlısı bir kadının iç dünyasından bahsediliyor. Türkiye’de de genç kitle tarafından çok sevilen Phoebe’nin oyunu, NT Live kapsamında Başka Sinema seçkisi olarak perdede gösterilmeye devam ediyor. Ayrıca oyun National Theatre at Home arşivine de yer alıyor. Oyun, hem diziyi sevenler hem de diziden bağımsız kadın-erkek ilişkilerinin dinamiklerini, bir kadının gözünden dünyayı ve erkekleri izlemek isteyenler için keyifli saatler sunuyor.
Vanya
İzleyicilerin, yakın zamanda Ryusuke Hamaguchi’nin filminde haşır neşir olduğu melankoli yüklü eser Vanya Dayı’nın tiyatro oyununun, 22 Şubat’ta NT Live’ın arşivine ekleneceği açıklandı. Anton Çehov’un ölümsüz eserinin radikal ve daha sade bir versiyonu olan oyunda Fleabag ile yıldızı iyice parlayan ve All of Us Strangers’da yürekleri dağlayan Andrew Scott tek başına performans sergiliyor ve birden çok karaktere hayat veriyor. Saf ve gösterişsiz bir tiyatro deneyimi sunmayı hedefleyen oyunda, sahne tasarımı çok yalın; tüm dikkatleri metin ve Andrew Scott’ın performansı çeksin bu sayede de seyirciyle güçlü bir bağ kurulsun isteniyor. Umarız yakında bizler de oyunu Türkiye’deki sinemalarda izleme şansı yakalarız.