Truman Capote ve Kuğuları: Dahi Bir Yazar, Güvenilmez Bir Arkadaş

Truman Capote, kabul edilmenin imkânsız olduğu ihtişamla örülü bir dünyanın tam kalbindeydi; ta ki o dünyayı ifşa etmeye karar verene kadar. Truman Capote, sosyetenin altın çocuğuyken, bir yazısıyla dışlanmış bir hayalete dönüştü.
Truman Capote
Truman Capote - ©Getty Images
Truman Capote – ©Getty Images

New Orleans’da 1924 yılında doğan Amerikalı romancı, senarist ve oyun yazarı Truman Capote, zamansız klasikler arasına giren “Breakfast at Tiffany’s” ve suç hikayelerinin başlangıcını simgeleyen “In Cold Blood” gibi klasikleriyle ünlendi.  Her iki kitabının da ses getirmesiyle birlikte, Capote’un ününü daha da perçinleyen film adaptasyonları çekildi. Capote’un bir diğer şansı da yayınlandığı dönemde büyük başarı kazanan ve modern Amerikan Edebiyatı’nın klasikleri arasına giren “Bülbülü Öldürmek” kitabının yazarı Harper Lee’nin çok yakın arkadaşı olması ve onun desteğiydi. The New Yorker’a ve Harper’s Bazaar’a düzenli yazılar yazan Capote, giderek New York sosyetesinin de gözdesi olmaya başlamıştı.

Truman Capote ve Kuğuları

Ünü arttıkça New York elitinin içine girmeye başlayan Capote, zaman içerisinde en zengin kadınların çoğunun arkadaşı olmayı başarmış ve güvenlerini kazanarak birçok sırlarını da anlatmalarını sağlamıştı. Bu isimler arasında Babe Paley (CBS -Colombia Broadcasting System’ın başkanı William S. Paley’nin eşi), Slim Keith, Diego Rivera ve Salvador Dalí tarafından resmedilen ünlü bir ikon olan C.Z. Guest ve Jackie Kennedy’nin kardeşi, stil ikonu Lee Radziwill gibi isimler vardı. Capote’un, kuğuları olarak anılacak olan bu esas dörtlüsü ile, o zamanın en zor masa bulunan, içeride masanın yerinin bile bir statüsü bulunan La Côte Basque’da her hafta öğlen yemeği yeme rutinleri vardı.

Truman Capote ve Lee
Truman Capote ve Lee

Peki bu “kuğu” kelimesi nereden çıkmıştı? Capote bu kelimeyi ilk olarak Ekim 1959’da Harper’s Bazaar için yazdığı bir makalede ortaya attı:

Genel olarak kabul edildiği üzere, on iki ya da yirmi yaşında güzel bir kız, dikkat çekmeyi hak etse de hayranlığı hak etmez. O, bir kuğunun yeminlerine sadık kalabilmişse, işte o zaman herkesin önünde diz çöktüğü bir seyirci kitlesini hak eder. Çünkü onun başarısı, disiplinin bir göstergesidir; bir su aygırının sabrını, bir doktorun tarafsızlığını ve bir sanatçının kendini adama duygusunu gerektirmiştir, üstelik bu sanatçının tek eseri, yok olmaya mahkûm olan kendi bedenidir.

Truman Capote ve Babe Paley (sağ),  Gloria Guinness
Truman Capote ve Babe Paley (sağ), Gloria Guinness

Çok iyi bir dinleyici olan, farklı ses tonu, esprileri ve çocuksu yanlarıyla insanları kendine çeken, ünlü bir yazar olarak kazandığı popülerliğini kullanarak sosyetenin güvenini kazanan Capote’a kuğular her şeylerini anlattılar. Sosyal statü olarak alt sınıf görülen bir yerden gelen yazar, Amerikan aristokrasisinin en üst tabakalarına eşi benzeri olmayan bir erişime sahipti. Capote da bu kadınları tanımak ve anlamak için yıllarını harcadı. Aklında bu bilgileri kullanacağı bir eser vardı.

Efsanevi Siyah- Beyaz Balo:

The Black and White Ball
Truman Capote ve Wendy Vanderbilt Dans Ediyor – The Black and White Ball

Capote’un kuğularından bahsedip 1966 yılında, yazarın ev sahipliğinde New York Plaza Hotel’de gerçekleşen ve yüzyılın partisi olarak anılan gösterişli baloya değinmeden geçemeyiz. “The Black and White Ball” 1960’ların hızla değişen kültürünün bir simgesiydi; 540 kişilik özel davetli listesinde Mia Farrow ve Frank Sinatra, Cecil Beaton, Andy Warhol, Lauren Bacall, Kennedyler, Agnelli ailesi, Vanderbiltler ve Astorlar gibi isimler yer alıyordu. The New York Times’a göre bu, “New York’ta özel bir davet için şimdiye kadar bir araya getirilmiş en muhteşem topluluklardan biriydi.” Capote’un “In Cold Blood” ile üne ve paraya kavuştuktan sonra düzenlediği bu parti, onun yüksek sosyeteye girişini, güçlü ilişkiler kurmasını hızlandırdı. Çoğu eleştirmene göre, Capote bu partiyle zenginlerin üst tabakasına kendini sevdirmek için yaptığı çabalardan sonuç aldı. O, sosyetedekilerin özel hayatlarına girdi ve hatta bazı skandal nitelikteki sırlarını öğrendi.

Black and White Ball, Plaza Hotel
Black and White Ball, Plaza Hotel

Eğer biri Capote’dan davet almak için lobi yaptıysa, bu işe yaramadı; çünkü o “insanları geri çevirmeye bayılırdı.

Laurence Leamer
Black and White Ball", Plaza Hotel - ©Elliott Erwitt | Magnum Photos
“Black and White Ball”, Plaza Hotel – ©Elliott Erwitt | Magnum Photos

Capote’un Önlenemeyen Düşüşü:

Capote’un düşüşü, gücünün ve ününün zirvesindeyken aslında editörüne söz verdiği ve çağdaş bir eşdeğeri olarak Proustvari bir şekilde yazmayı planladığı “Answered Prayers” adlı eserinden 1975 yılında Esquire dergisinde bölümler yayımlanmasıyla gerçekleşti. Answered Prayers, onu dost ve sırdaş bilerek hayatlarına alan New York elitinin hayatlarını ve sırlarını romanlaştıran bir çalışmaydı. Esquire’de çıkan bu yazı Capote’un bir anlamda sosyal intiharı olacaktı. Anlattığı hikayeler arkadaşlarını kızdıracak ve bütün dostları tarafından dışlanacaktı. Truman onlara kafa tutmaya çalıştı ama o da sarsılmıştı. Adını yemek yedikleri şık restorandan alan “La Côte Basque” bölümünü ve Kasım 1975’te yayımlandıktan sonra Capote, ifşası nedeniyle gördüğü tepkiyi avukatı Schwartz’a şöyle şikâyet edecekti: 

Ne bekliyorlardı? Etraflarında ne olduğunu sanıyorlardı?

Bir soytarı mı? Onların etrafında bir yazar vardı!

Açıkladığı sırlar sonrasında, Capote’un çevresindeki birçok kişi -kuğuları dahil- onu hayatından çıkardı ve yazarın hayatı daha da yalnızlaştı. Bu da onu uyuşturucuya iten sebepler arasında görülebilir. 1970’lerin sonlarında Capote, uyuşturucu nedeniyle sık sık rehabilitasyon merkezlerine girip çıkıyordu ve yaşadığı çeşitli sinir krizleri sık sık kamuoyunun gündemine geliyordu. 1984 yılında Los Angeles’ta, alkol ve uyuşturucunun ağırlaştırdığı karaciğer hastalığı nedeniyle 59 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi kadar anması da kendi gibi karışıktı. Yıllardır yıldızları barışmayan ve birçok kez birbirlerini dava eden Gore Vidal, ölüm haberini aldığında şu yorumu yaptı:

Akıllıca bir kariyer hamlesi.

Tersi olsaydı muhtemelen Capote da ona karşı böyle acımasız bir yorum yapardı.

Truman Capote’un Eserlerini ve Hayatını Merak Edenlere Öneriler:

Kabul Edilmiş Dualar, Truman Capote, Sel Yayıncılık

Feud: Capote vs. The Swans (Mini Dizi)

Capote, 2005 (Film)

Soğukkanlılıkla, 1967 (Film)

İlginizi Çekebilir!
Albert Camus: Toplumdan ve Kaleden Uzak Bir Adam